Daha Lüksemburg Büyükelçisi Georges Faber’in, kendi ülkesi dahil Kuzey Avrupa ülkelerinin Türk şirketleri için Avrupa’ya giriş kapısı olabileceği yönündeki sözlerini yazmamın üzerinden bir hafta geçmeden bunu doğrulayan bir haber geldi. Gülman Holding, İsveç’te bir gayrimenkul şirketine ortak oluyor. Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Polat Gülman, İsveçli şirketin halka açık olmasından dolayı anlaşmayı tamamlamadan ismini veremeyeceğini söylese de bu yeni yatırımla ilgili heyecanını saklayamadı. “İlk kez bu kadar kurumsal bir şirkete yatırım yapıyoruz” diyen Gülman, “Bu yatırımla gayrimenkulün daha önce hiç yapmadığımız bir alanına giriyoruz. Ticari gayrimenkul alanında faaliyet yürüten bir şirketin ortağı oluyoruz. Eylül gibi detayları açıklarız” demekle yetindi. Bunun üzerine Polat Gülman’a, daha çok gayrimenkul ve yenilenebilir enerji sektörü ile öne çıktıklarını ve bu alanlarda genelde yurtiçindeki projelere ilgi duyulduğunu hatırlattım. Gayrimenkulde ilk yurtdışı yatırımlarının İsveç’te söz konusu bu ortaklık olmadığını belirtti ve başladı anlatmaya: “Bizim daha önce gayrimenkul alanında İngiltere, Almanya, İtalya, Danimarka ve Norveç’te bazı yatırımlarımız oldu. Ama bunlar ısınma turları kapsamında yaptığımız test yatırımlarıydı. Şimdi daha uzun vadeli bir adım attık. Bunun devamı gelecek.”
Ardından ticaret ve gayrimenkulde büyüyerek bugünlere gelen Gülman Holding’in son dönemde yapısal bir dönüşümden geçtiğine değindi. Ve bu kapsamda Holding’in faaliyetlerine girişim sermayesi şirketi Gülman VC’nin eklendiğini aktardı. Meğer Polat Gülman, tam bir unicorn avcısı imiş. Babası Kemal Gülman’ın kurduğu Holding’i, erken evre teknoloji şirketlerine yaptığı yatırımlarla epeydir yurtdışına açmış durumda. Bugüne kadar 28 ülkede, 238 şirkete yatırım yaptı. Hemen hemen hepsinin fonlar aracılığıyla yapılan yatırımlar olduğunu vurgulayan Gülman, girişim sermayesi fonlarına olan ilgisinin aslında babasının fikri olduğunu söyledi. Bu adımı nasıl attığını “Babam bana ‘sen bu alana gir, girişim sermayesi bir risktir, bu riski al’ dedi. Gerçekten benden daha genç ruhlu” sözleriyle özetleyen Polat Gülman şimdi ki durumunu “Hiç pişman değilim ama çok riskli bir noktada olduğumu biliyorum” sözleriyle özetledi.
Girişim sermayesi alanındaki deneyimini sorduğum Polat Gülman’dan oldukça ilginç bir yanıt aldım: “Girişim sermayesinde gözde yatırım alanlarında da moda dünyasında olduğu gibi çok hızlı olmasa da yine de hızlı diyebileceğimiz bir değişim var. Mesela bu senenin teması sağlık sektörü, bio teknoloji ve medikal teknoloji gelişmeleri. Bundan birkaç sene önce yapay zeka revaçtaydı.”
Polat Gülman’ın tabiriyle girişim sermayesinde bugünlerde moda olan bir diğer konu da longevity; uzun ve kaliteli yaşam. Merkezi sinir sistemi ve kalple ilgili sağlık teknolojileri geliştiren health-tech şirketlerini incelediklerini yakında bu alandaki girişimlere odaklanan bir Alman fonuna da gireceklerini söyleyen Gülman’ın anlattıklarından çıkardığım, girişim sermayesinde modaya uyanların sağlık teknolojilerine yatırımları artacak.
Ne diyelim, yolları açık olsun, ne de olsan ipin ucu hepimize değecek.